Bir Ejderle Dostluk

Aina Celeb sırtında çantasıyla ülkeyi baştan sona dolaşır.Kendisi için yeni bir amaç, bir macera yada sadece yatacak bir yer arar.Bu yolculuk sırasında Ronark kırlarına varmıştır.Ronark kırları uysal ejderhalar ile ünlü olduğu için Aina Celeb burda bir ejderha ehlileştirebileceğini düşünmektedir.
Saat öğle 3 civarlarında olduğundan dolayı hava çok sıcak ve güneşliydi.İçinden "Mükemmel!" dedi.Çünkü güzel bir güneş ejderi bulabilmek için mükemmel bir zamandı.Gölün kenarındaki iki iri ağacın arasına "yırtılmaz, kırışmaz kumaştan" orta büyüklükte bir çadır yaptı.
Karnı biraz acıkmıştı.Gölün önüne oturdu ve göle iyice konsantre oldu.Gölü deliyormuş gibi bakarak zihninin gölün derinlerini görmesini sağladı.Gölün az biraz altında orta büyüklükte lezzetli bir balık sürüsünün dolaştığını farketti ve zihin gücü ile bir kaç balığı hareket ettirerek sudan çıkardı ve hemen yanındaki otluğa koydu.Otluğa koyar koymaz başını tuttu ve "Bu yemek olayı her seferinde beni çok yoruyor."dedi ve ayağa kalkıp yerden ince dallar toplamaya başladı.Bir süre sonra balıkların çırpınması durmuştu.Ağaç dallarının yeterli olduğuna karar verdikten sonra onları düzgün bir şekilde bir araya koydu ve yine onlara iyice konstre olup minik bir ateş çıkardı.Kuru otlar sayesinde ateş yeterince büyüdü.Aina Celeb ağızlarını nefes alabilmek için kocaman açmış ölü balıklara doğru yürüdü.Onları eline alıp ateşin yanına götürdü ve ateşin üstüne düzgün bir şekilde bıraktı.
5-10 dakika sonra balıklar iyice pişip yumuşamışlardı.Aina Celeb bu müthiş kokuyu iyice içine çekip balıklardan birini ısırdı.Tatlı su balığı ağzında hamur gibi yumuşayıp dağılıyordu.
Aina Celeb lezzetli yemeğini yerken çalıların arasında bir hışırtı duydu.Yemeğini bıraktı ve çalılara dönerek savaş pozisyonu aldı.Çok geçmeden çalıların içindeki şey dışarı çıktı ve Aina Celeb'i şoka soktu.Bu 1 metre boylarında yavru kırmızı bir ejderhadı.Sanırım annesi ölmüştü.Yoksa bu yavru tek başına dolaşmazdı.Aina Celeb yavrunun gözlerine derin derin baktı.Yavru burnunu havaya kaldırarak etrafı kokladı ve koşarak balıkların yanına gitti ve Aina hiç orada yokmuş gibi balıkları midesine indirdi.Aina çadıra girerek yüksek teknoloji fotograf makinasını aldı ve Aina Celeb'in ateş yaktığı yere uzanmış olan ejderhanın fotografını çekti.


Fotoğrafı uzun süre inceledikten sonra dikkatlıce çantasının gözüne yerleştirdi ve yavaşça yavruya yaklaştı.Yavru Aina'nın yaydığı güven duygusu ile kafasını yere koydu.Aina yavru ejderhaya iyice yaklaştı ve elini ona uzattı.Yavru ejderha kafasını kaldırıp Aina'nın eline sürttü.Aina ilk başta biraz korktu ama sonra yavrunun Aina'yı onun annesi gibi gördüğünü farketince içi mutluluk duydu.
Aina bu yavruyu eğitmek ve kendine alıştırmak için bir hafta boyunca Ronark Kırlarında kaldı.Bir hafta sonra "Red" ismini koyduğu yavru ejderha Aina'nın peşinden ayrılmamaya başlamıştır.Aina artık Red'e çocuğu, kardeşi en yakın arkadaşı gözüyle bakıyordur.

Aina Celeb yeni dostu Red'e uçma öğretmeye çalışırken gölün içinden on doğru yürüyen genç ve ömründe gördüğü en yakışıklı çocuğu farketti.Yaşı Aina nın yaşına yakın gibiydi.Aina 16 yaşında, bir çok kişinin gözünde güzel bir kızdı.

Genç Ainanın yanına iyice yaklaştı.Aina hafif korkak bir şekilde gence baktı.Genç sakin bir şekilde elini Ainaya uzatarak " Ben Skeight. Şuradaki dağın arkasında yaşayan bir ressamım... " dedi.Aina korkusundan sıyrılarak "Şey...Bende Aina Celeb Elen'im" dedi ve gülümseyerek gencin elini sıktı.

Kısa süre sonra hafif kızararak " Çok ıslanmışsın.Kuru bir yere oturda yanında ateş yakayım." dedi ve onu çadırının yakınına götürüp bir kamp ateşi yaktı.Karşısına oturdu ve "Seni buraya hangi rüzgar sürükledi Skeight?" diye sordu.

Aina Skeight'in ona yaptığı iltifattan dolayı kızarmıştı.Bir süre sonra Skeight ile göz göze geldi.Bakışlarından sakladığı bir şey olduğu belliydi.Ama kötü bir şey değildi.İyi bir şeydi hemde çok iyi.
Aina Skeight'e olan duygularını saklayamayacağına karar verdi ve "Şey sana bir şey söylemeliyim." dedi ve duraksayıp Skeight'in cevabını bekledi.

Aina hafif kızardı ve "Ben Darquic ırkından deilim ama bir kadın olduğum için sezgilerin azda olsa güçlüdür ve şey....Ben bizim kaderimizin birleştiğini hissediyorum yani seninle burada karşılaşmam bir tesadüf değildi ve ben seni ilk gördüğümde kalbimde sana karşı çok büyük hisler uyandı." dedi.
Kafasını yere eğdi.Yere bakarak "Ben seni seviyorum!" dedi.

Aina Skeight'in vereceği olumsuz cevaptan korkuyordu ama Skeight ona " Bende seni seviyorum " deyince kendini tutamayıp Skeight'e sıkıca sarıldı.Biraz sonra "Özür dilerim!" deyip ayağa kalktı.

"Sana bir şey göstermek istiyorum." diye ekledi ve şirin sesiyle ince bir ıslık çaldı.Islık sesinden sonra çalıların arasından kırmızı renkte yavru bir ejderha çıktı.Koşarak Aina'nın yanına geldi.Aina Skeight'e dönerek "Bu benim yavru ejderham Red!" dedi.

Aina Skeight'i iyice süzdükten sonra "Senin bir ressam olduğuna inanamıyorum.Çünkü çok asil görünüyor ve çok asil davranıyorsun.Tsondrega varisi olduğunu söylesen şaşırmazdım." dedi ve gülümsedi.
Daha sonra çalılardan hışırtı sesleri duydu ve çalılara döndü.Birden çalılardan ninja görünüşlü bir kaç kişi çıktı ve "Darquic varisi'nin yakalayın ve kızı öldürün!" diye bağırdı.Aina'nın haberi yoktu ama Dracula'nın ejderhasının Tsondregaya girişi devleti harekete sokmuştu.
Aina şoka girdi ve "Siz ne saçmalıyorsunuz!O Skeight ve kendisi bir ressam!" dedi.Ninjalardan biri kızı kıskıvrak yakaladı ve "Sen öyle san küçük hanım!" dedi.Aina Skeight sandığı gence baktı.Aina için kim olduğu önemli değildi.Tek önem verdiği onu sevip sevmemesiydi.


Out:Biraz heyecan olsun

Aina gözlerini tekrar açtığında ortada ninjalar yoktu.Korku içinde Skeight sandığı gence baktı.Bir süre sonra cesaretini toplayıp "Bana kim olduğun konusunda yalan söyledin ama beni sevdiğin konusunda yalan söylemedin umarım!" dedi.

Gözleri dolmuştu ağlamak üzereydi.Koşarak Dracula'ya sarıldı."Peki.Gerçek ismini söyler misin?Yada en azında beni gerçekten sevip sevmediğini söyle." dedi.Dracula soğuk ve korkunç gözüküyordu ama Aina'nın yüreğindeki sevgi en sert demiri bile yumuşatabilirdi.Dracula'ya sıkıca sarıldı.Şuan tek istediğin Dracula'nın onu gerçekten seviyor olmasıydı.

"Senin hakkındaki düşüncelerim hiç değişmedi.Seni hep seveceğim." dedi.Biraz utangaç bir şekilde Dracula yı öptü."Ama, sen bir prenssin benim gibi basit bir köylü kızında ne buluyorsun?Peki ya ailen kesinlikle beni kabul etmeyecekler.Senin için bir utanç kaynağıyım!" dedi.Şimdi gözyaşları küçük bir sel olmuştu.

Aina şimdi kendini daha mutlu hissediyordu.Ne taht nede para umrunda değildi.Tek istediği Dracula idi.Dracula'ya aşk ile baktı ve "Beni Darquic'e götürecek misin?" dedi.Darquic'e gitmek istiyordu.Aina'yı oraya çeken bir gizem vardı.Yada bu bir gizem değil Dracula'ya olan aşkı idi.

Aina gülümseyerek "Senin yaşadığın yeri görmeyi ve senin hayatının bir parçası olmayı çok istiyorum." dedi ve eşyalarını toplamaya başladı.Eşyalarını toplamayı bitirince "Peki ama nasıl gideceğiz?" dedi.Draculanın ejderhası olduğunu bilmiyordu.Endişe ile düşünmeye başladı.Buna karşın Dracula çok rahattı.

Red 10000 yaşındaki ejderhaya ürkerek baktı.Aina ise Dracula'nın kılıçlarına korkarak bakıyordu.İçinden "Vay canına!" diye geçirdi."O kılıçlarla bir çok kişiyi öldürdür değil mi?" diye sordu.Sesinde huzursuzluk değil, Draculaya karşı bir saygı vardı.O kılıçlar onu ürküttüğü kadar büyülüyorduda.Dracula işini bitirdiğinde "Gidiyor muyuz?" diye sordu.