Jhakresk'ten geri dönüş

Yere iner inmez Aina Dracula'yı yere yatırdı.Kalp atışlarını kontrol etti.Hala yaşıyordu.İsil'e onunla ilgilenmesini, kendisininde yardım bulacağını söyledi.Aina hızlı bir şekilde çantasından bir kağıt buldu.Ama ortalıkta hiç kalem yoktu.Bu yüzden Aina koluna bir kesik attı ve kendi kanını mürekkep gibi kullanarak saraya bir mesaj yazdı.Mesajda:
"Oğlunuz Dracula ölümcül bir şekilde yaralandı.Böyle yolculuk yapması imkansız!Hızlı bir şekilde bir doktor göndermelisiniz.Mirawaqi denizinin sahilindeyiz.Çabuk olmazsanız onu kaybederiz!" yazıyordu.Mesajı Draculanın ejderhası Xérok a verdi ve "Işıktan hızlı uçup bunu saraya götür ve ordan bir doktor bulup gel.Çabuk ol!" dedi.Xérok havalanıp çok hızlı bir şekilde saraya yola koyuldu.Aina da koşarak Draculanın yanına geldi ve "Lütven ölme!Sensiz ne yaparım ben!" diye ağlamaya başladı.Göz yaşları yüzündeki ninja kanını sulandırıyordu.

Aina "Seni bırakıp kaçmak mı?Ölürüm daha iyi!" dedi ve Draculanın nefes alamadığını farketti ve sırtını dikleştirerek rahat nefes almasını sağladı.Kalbinde öyle bir ağrı vardı ki!Sonra birden "Sa-na söyle-dim!Ben sa-na ve ülkene uğur-suzluk getirece-ğim de-dim!A-ma Ama beni dinleme_din.Şimdi beni öl-dür!Yok-sa uğur-suzluk yarat-maya devam edece-ğim!" dedi.Göz yaşlarına boğulduğu için zor konuşuyordu.Dracula'yı dik tutabilmek için sıkıca sarılmıştı.Daha sonra Dracula'da olan angel swordü çıkartıp Dracula'ya uzattı."Al bu-nu ve beni öl-dür.Bir me-lek gibi öle-yim." dedi.

Doktorların gelmesi ve Dracula'yı iyileştirmesi sonucunda Aina'nın kalbindeki ağrı sona ermişti.Dracula derin bir uykuya dalmıştı.Dracula'nın yerinden oynamaması gerektiği için bir çadır kurulmuştu.Doktorlar 24 saat başında bekliyorlardı.Aina kardeşi İsil ile balık tutuyor ve yemek yapıyordu.Aina inatla yüzünü yıkamıyordu.O iğrenç ninjanın yaptıkları ona bir dersti.Aina'nın Dracula'dan uzak kalması gerekiyordu.Çünkü kehanet gerçekleşiyordu.Aina çok uzun geçen 3 gün boyunca her gün neredeyse 2 kez intahara kalkıştı.Yaşadıkları onun olumsal yapısında derin delikler açmıştı.Tek istediği Dracula'nın hayatta kalmasıydı.

Aina yaşlaşık 3 gündür neredeyse kimseyle konuşmamıştı.Olayların sonuncunda içine kapanmıştı.Ejderhası Red bile onu tekrar güldürmek için bissürü soytarılık yapmıştı.Güneşin batışını izlerken her zamanki gibi düşündüğü tek şey vardı "Dracula'ya zarardan başka bir şey getirmedim!Ama o beni sevmeye devam ediyor.Ona bu kadar acı veriyorken bu aşka laik değilim!".Bunları düşünmeyi 2 dk boyunca bırakmak istedi.Güneşin batışıyla sadece kalbini dinledi.Hiçbir şey söylemeden Dracula'ya sıkıca sarıldı.3 gün boyunca o kadar ağlamıştıki artık ağlayacak hali kalmamıştı.Ağlayabilse tekrar ağlardı.Aina duygulu bir ses tonuyla "Ben olduğum sürece bu manzarayı izleyemeyiz.Ben olduğum sürece senin yüzün gülemeyecek.Bunu biliyorum.Ölmekten korkmuyorum.Tek korktuğum sensiz kalmak." dedi.

Aina bıçağı Dracula'nın boğazından çekti ve "Seni seviyorum ve senin için ölürüm ama peşimden gelmeye kalkışma!Sakın!" dedi.Dracula'nın gözlerine bakarak "Seni seviyorum!" dedi ve Black adlı bıçağı tam kalbine sapladı.Sadece korkunç bir acı hissetti ve yere yığıldı.Gözlerini kaparken son gördüğü şey Dracula'nın yüzüydü.Aina 3 günden beri ilk kez gülümsüyordu.

Aina gözlerini açtı.Karşısında Dracula vardı.Sinirle ona bakarak "Sana peşimden gelme demedim mi?" dedi.Daha sonra etrafına göz gezdirdi ve birden şokla "O bıçak kimseyi öldürmeyen bıçaktı değil mi?SANA İNANMIYORUM!" diye bağırdı.Elleriyle Dracula'nın göğsünü yumruklamaya başladı ve parmaklarını oynatamadığını farketti.Ellerine baktığında "Bu senin siyah lavın değil mi?" dedi.Ellerini inceledikten sonra "Tamam!" dedi.Dracula "Neye tamam?" dercesine Aina'ya baktı.Aina'da "Artık intihar etmeyeceğim.Beni bu kadar seviyorken sana bunu yapamam!" dedi.